Yeni Kıbrıs Partisi, Sol Hareket ve Devrimci Komünist Birlik, Türkiye’nin Kıbrıs’a yönelik askeri müdahalesinin 51’inci yıldönümünde “Kolonizasyona ve işgale son” sloganıyla Lefkoşa’daki TC Elçiliği’ne yürümeyi denedi, polis ‘barikatı’ ile karşılaştı.
“Son, son, son, işgallere son” ve “Yaşasın bağımsız birleşik Kıbrıs” sloganları eşliğinde Lefkoşa Dereboyu’ndaki ‘Pronto Çemberi’ olarak bilinen noktadan, elçiliğe doğru yürüyen eylemciler, polis engeliyle karşılaştı.
Elçiliğe 100 metre kala durdurulan eylemciler, basın açıklaması yaptı, “bazılarına geçiş varken, bazılarına yok” denildi.
Zira üç örgütün eylem duyurmasının ardından bir grup fanatik örgüt, “elçiliğe varmalarına izin vermeyeceğiz” diyerek, elçilik önünde ‘nöbet’ tuttu.
Söz konusu gruba elçilik önünde toplanmaya izin veren polis, Yeni Kıbrıs Partisi, Sol Hareket ve Devrimci Komünist Birlik’e bu izni vermedi.
Ortak açıklamayı Alkım okudu:
“Eylem yapmamıza izin vermiyorlar, yol kesiyorlar, aynı anda yolları kapatıyorlar, kınıyoruz”
Üç örgüt adına ortak açıklamayı okuyan Devrimci Komünist Birlik’ten Yusuf Alkım, “Bu memleket bizim ama eylem yapma hakkımız yok. 100 metre öteden yol kesiyorlar, eylem yapmamıza izin vermiyorlar. Ama aynı anda yolları tankla, tüfekle kapatıyorlar. Bunu kınıyoruz” diyerek sözlerine başladı.
“20 Temmuz 1974’ün ardından 185 bine yakın Kıbrıslı Maronit ve Kıbrıslı Rum adanın güneyine gönderildi”
Önce 15 Temmuz faşist cunta darbesi, ardından da 20 Temmuz’un yaşandığı 1974’ün ardından Türkiye’nin, adanın kuzeyini egemenliği altına aldığı belirtilen açıklamada, “Bu süreç, kolonizasyon sürecine dönüşmüştür” ifadeleri kullanıldı.
20 Temmuz 1974’ün ardından 185 bine yakın Kıbrıslı Maronit ve Kıbrıslı Rum’un adanın güneyine gönderildiği vurgulanan açıklamada, mallarına Türk ordusunun el koyduğu, köylerin, sokakların isimlerinin milliyetçi, şöven isimlerle değiştirildiği, ibadethanelerin mandıra veya cami olarak kullanıldığı ifade edildi.
Açıklamada, “Gelinen noktada, Kıbrıslı Rum ve Maronitler, Kıbrıs’ın kuzeyinde yok olma noktasına gelmiştir” denildi.
Kıbrıslı Türklerin üretimden kopartıldığı, kültürel ve sosyal değerlerine bağlı olarak yaşam sürme haklarının ellerinden alındığı ifade edilen açıklamada, “Kıbrıslı Türklerin, ülkelerinden göç etmeleri sağlanmıştır. Kıbrıs’a ait her şey yok edilmektedir” vurgusu yapıldı.
Açıklamada, özgürlük mücadelesinin süreceği kaydedildi.
Sol Hareket’ten Abdullah Korkmazhan:
“Tüm Kıbrıslı yurtseverlere çağrımız, sokağa çıkın, sesinizi yükseltin”
Alkım’ın ardından konuşan Sol Hareket’ten Abdullah Korkmazhan ise, elçilik önünde nöbet tutan kişilerin Milliyetçi Demokrasi Partisi’ne (MDP) mensup olduğunu ifade etti, “Bu yapılanmayı oluşturan isimleri geçmişinde suçlar, yolsuzluklar vardır” dedi.
Korkmazhan “Buna benzer bazı paramiliter odaklar, eylemi yaptırmayacağız dediler, polise gidip bizi şikayet ettiler. Karşı tarafta nöbet tutuyorlarmış. Ateş olsanız, olduğunuz yeri yakamazsınız. Biz, hiçbir şeyden korkmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Korkmazhan, “Bizi Rum tarafına gönderenler… Orası Rum tarafı değil. Orası benim yurdumdur. Oraya da giderim, buraya da gelirim. Buralara daha kalabalık şekilde gelmeye devam edeceğiz. Tüm Kıbrıslı yurtseverlere çağrımız, sokağa çıkın, sesinizi yükseltin, yurtsuzluğu kabul etmeyin. Bu mücadeleye omuz ve destek verin” şeklinde konuştu.
Yeni Kıbrıs Partisi adına konuşan Murat Kanatlı:
“Daha fazla silaha değil, barışa, insanlığa ihtiyacımız var”
Yeni Kıbrıs Partisi adına konuşan Murat Kanatlı ise, “An itibariyle savaşın yıldönümünü kutluyoruz. Acıların bayramı olmaz. Eğer yeniden savaş olursa ne olur? Gazze’ye, Suriye’ye, Ukrayna’ya bakın, nelerin yaşandığını görün” dedi.
Kanatlı, “Savaşlar hiçbir sorunu çözmüyor. Bu adanın ihtiyacı olan barıştır, yeniden birleşmedir. Daha fazla silaha değil, barışa, insanlığa ihtiyacımız var. Savaşın neleri yıktığını görüyoruz. Barış, hemen, şimdi diyoruz” ifadelerini kullandı.