aber Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Ekmekçi’nin sunduğu Günaydın Haber Kıbrıs programına Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman konuk oldu. Programda Kıbrıs sorunu, Türkiye ile ilişkiler, müzakere süreci, cumhurbaşkanlığı vizyonu ve iç politika konuları ele alındı.
Erhürman, kendisine yöneltilen “Kimin adayı?” sorusuna “Kıbrıs Türk Halkı’nın adayıyım” yanıtını verdi. Federasyon ya da iki devlet tartışmalarına ilişkin “Ben halkımın ortak egemenlik haklarını geri almak için mücadele ediyorum” diyen Erhürman, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin mevcut statüsünün uluslararası tanınma eksikliğine rağmen bir devlet olduğunu vurguladı.
“Altı ortak egemenlik alanında haklarımızı geri almalıyız”
Erhürman, Kıbrıs Türk halkının altı ortak egemenlik alanında yetkilerinin fiilen elinden alındığını belirtti: güvenlik, enerji, hidrokarbon, deniz yetki alanları, ticaret yolları ve vatandaşlık.
“Bu alanlar iki eşit kurucu ortağın birlikte karar vereceği alanlardır” diyen Erhürman, “Bizim devletimiz var, yasama, yürütme, yargı var, halk var. Eksik olan ortak egemenlik haklarımızın elimizden alınmış olmasıdır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı olması halinde aktif diplomasi yürüteceğini vurgulayan Erhürman, “Ben cumhurbaşkanı olsaydım, beş yıl boyunca oturmazdım, dünyayı dolaşırdım, Kıbrıs Türk halkının iradesini her platformda anlatırdım” dedi.
“Türkiye ile istişaresiz müzakere yürütülmez”
Türkiye ile ilişkiler konusunda açıklamalarda bulunan Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti bizim kardeş ülkemiz, garantörümüzdür. Türkiye’ye rağmen cumhurbaşkanlığı yapılmaz” dedi.
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapacağını belirten Erhürman, “Türkiye’nin garantörlüğü devam etmeli. Güvenlikten, enerjiden, ortak vatandaşlıktan vazgeçmemiz mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının Türkiye ile gerilim içinde olacağı yönündeki iddiaları reddederek, “Dört cumhurbaşkanımız da Türkiye ile istişare ederek müzakere yürüttü. Bu, devlet geleneğinin gereğidir” dedi.
Kıbrıs sorununa ilişkin olarak da, “Bu mesele tango değil, halaydır. En az beş taraf vardır; Türkiye, Yunanistan, İngiltere, iki toplum ve Birleşmiş Milletler” ifadelerini kullandı.
“Beş yıldır müzakere masası yok, bu kabul edilemez”
Erhürman, son beş yılda müzakere sürecinin tamamen durduğunu belirterek mevcut yönetimi eleştirdi.
“Tarihimizde ilk kez beş yıldır müzakere masası kurulmadı. Hiçbir Cumhurbaşkanımız masaya oturmadan görev süresini tamamlamamıştı” dedi.
Türkiye’nin “iki devletli çözüm” yaklaşımının altının doldurulmadığını savunan Erhürman, “Benim modelimde de iki devlet var; Kıbrıs Türk Devleti ve Kıbrıs Rum Devleti. Ancak ortak yetki alanlarında birlikte karar verilmelidir” dedi.
Müzakerelere dönüş için Birleşmiş Milletler’in daha önce verdiği taahhütleri yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Erhürman, “Siyasi eşitlik, takvim ve sonuç odaklılık şarttır. Rum tarafı masadan kalkarsa bugünkü statükoya dönülmeyeceği taahhüt edilmelidir” dedi.
Ayrıca, “üç T” olarak tanımladığı koşulları hatırlattı: Doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temas.
“Cumhurbaşkanlığı kurumsallaşacak, aktif çalışacak”
Erhürman, seçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı makamında yapısal değişikliklere gideceğini açıkladı.
“Cumhurbaşkanlığı’nın anayasal yetkileri vardır. Bu yetkiler görevdir, isteğe bağlı değildir. Güvenlikle ilgili kurullar, liyakat denetimi mekanizmaları ve insan hakları komiteleri oluşturulacaktır” dedi.
Ayrıca, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık haklarının ihlal edildiğini vurgulayarak, “Bu konuda AB’ye, BM’ye ve Güney’e karşı girişimlerde bulunacağım. Keyfilik ve ayrımcılık kabul edilemez” dedi.
Ekonomik konulara da değinen Erhürman, “Beş yıldır cumhurbaşkanlığı varlığıyla yokluğu tartışmalı hale geldi. Önümüzdeki beş yılda bu makam 7/24 çalışan bir yapı olacak” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığını “tören makamı değil, aktif müzakere ve liderlik makamı” olarak tanımlayan Erhürman, “Ben cumhurbaşkanı olmak için değil, beş yıldır yapılmayan cumhurbaşkanlığını yapmak için adayım” dedi.
“Türkiye’nin çıkarlarıyla paralel, halkın haklarını savunacağız”
Programın sonunda Türkiye’nin bölgesel çıkarlarıyla ilgili soru üzerine Erhürman, “Kıbrıs Türk liderleri hiçbir zaman Türkiye’nin çıkarlarını görmezden gelerek diplomasi yürütmedi. Bizim tarihimiz bunun üzerine kuruludur” dedi.
“Türkiye’nin garantörlüğü bizim için yaşamsaldır. Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını savunduğumuz her noktada Türkiye’nin çıkarlarını da paralel biçimde savunuruz” diyen Erhürman, bu çizginin kendi döneminde de süreceğini vurguladı.





